
Her hafta çarşamba günü düzenlenen BTÜ Konuşmaları’nın 40. Bölüm konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vejdi Bilgin; “Toplum olarak çok hızlı bir çürüme sürecine girdik. Kıtlık, pandemi ya da nükleer savaş gibi felaket senaryolarına odaklanmak yerine, toplumsal değerler, normlar ve yeni otorite ilişkileri üzerine düşünmemiz gerekiyor” dedi.
Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da düzenlenen BTÜ Konuşmaları’na; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Programın 4’ncü sezon 40’ıncı bölüm konuğu olan Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vejdi Bilgin, “Günümüz Toplumunda Asgarilik ve Görecelik” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. İçinde bulunduğumuz çağın sosyologlar tarafından; risk toplumu, yorgunluk toplumu, tüketim toplumu, gösteri toplumu, köşe başı toplumu gibi kavramlarla adlandırıldığını belirten Prof. Dr. Vejdi Bilgin, gizliden gizliye toplumu bir distopyaya çevirecek birkaç yüzyılın içerisinde olunduğunu söyledi. Toplumu toplum yapan temel vasıfların ortadan kalkması ile toplumun toplum olmaktan çıkmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Bilgin, bunun büyük bir tehdit olduğunu vurguladı.
“Toplumsal Normlar Kalktı, Çözülme Sürecine Girildi”
Günümüzde toplumsal değerlerin birçoğunun yok olduğunu, bu değerlerin aslında; ideal, düşünce, iyilik, ortak duygu ve hareket olduğunu kaydeden Prof. Dr. Vejdi Bilgin, günümüzde toplumun en temel taşı olan aileyi suçlayan psikoloji kitaplarının yazıldığını aktardı. İnsanlığın aileden, sadakatten uzaklaştığını çok fazla bireyselleştiğini savunan Prof. Dr. Bilgin, “Eski değerlerimiz çökerken, yükselen değerler ortaya çıktı; ekonomi, rekabet, başarı, bireysellik gibi… Değerini yitiren toplumsal normlar devam ettirilmediği için hızlı bir çözülme sürecine girilmiş durumdadır” dedi.
“Toplumsal Değerler Asgarileşti”
Toplumu sürdüren kurallardan bahseden yazar-akademisyen Prof. Dr. Vejdi Bilgin, “Adabı muaşeret kuralları ve özel hayata karışmayan asgari hukuk kurallarının var olmasına asgarlik diyoruz; asgari oranda toplumsal değer ve norm, adabı muaşeret… Bu asgari düzey var oldukça toplum ne kadar varlığını sürdürebilir, bu soru işareti. Postmodern dönemle beraber görecelik durumu da ortaya çıkmıştır. Toplumsal değerlerin kime ve neye göre belirleneceği yönünde kişiler kendince çok tartışmaya başlamıştır” şeklinde konuştu.
“Belli Başlı Normlar Olmadan Düzen İnşa Edilemez”
Türkiye’de “asgarilik” ve “göreceliğin” yaygınlaşmasının ciddi bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bilgin, şu ifadeleri kullandı: “Bu asgarilik ve görecelik, aile otoritesinden sokaktaki amcanın, teyzenin sözüne kadar pek çok toplumsal otoriteyi zayıflattı. Otoritenin kaybı, toplumda ciddi bir boşluk yarattı. Asgarilik ve göreceliğin otoritesizlikle birleşmesi, bizi Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha kaotik ve anarşik bir duruma sürükledi. Toplum olarak çok hızlı bir çürüme sürecine girdik. Bir kıtlık, pandemi ya da nükleer savaş gibi felaket senaryolarına odaklanmak yerine, toplumsal değerler, normlar ve yeni otorite ilişkileri üzerine düşünmemiz gerekiyor.
Bu yapıları eski biçimleriyle yeniden kurmamız mümkün olmayabilir; ancak bu unsurlar olmadan sağlıklı bir toplumsal düzen inşa etmek de imkânsız. Ya biz bu yeni toplumsal düzeni kuracağız ya da uçurumun eşiğine geldiğimizde, tıpkı distopik romanlardaki gibi, gönüllü olarak çok otoriter yönetimlere teslim olacağız.”
Program, BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç’un Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vejdi Bilgin’e plaket takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.