Çevirmen Ayçin Kantoğlu, Bursa Teknik Üniversitesinden (BTÜ) tüm dünyaya seslendi: “Nüfusunun yarısından fazlası çocuklarla çevrili olan bir şehir durmadan bombalanıyor. Gazze, emsali görülmemiş türde bir kötülüğü yaşıyor. Filistin bizden sadece destek bekliyor.”
Çevirmen Ayçin Kantoğlu, ‘Gazze’yi Anlamak, Hakikati Tanımlamak’ başlıklı konferansıyla Bursa Teknik Üniversitesi öğrencileri ve personeli ile buluştu. Konferansa, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar da katıldı. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleşen konferansta konuşan Kantoğlu, 7 Ekim tarihinden bu yana kaynayan bir kazanın içinde olunduğunu ve bu kazanın, ateşin üzerine 100 sene önce oturtulduğunu söyledi. Kantoğlu, “Ağır ağır kaynayan bu kazan, Filistinlileri öğüten bir değirmen gibi adeta. Bizler de bu hikâyenin son bölümünde, şahit olarak olayın bir parçası haline dönüştük. Dünyada mezalimler sürüyor ama Gazze’de olduğu gibi 7/24 izlenen başka bir yer olmamıştır. Filistinliler 100 sene boyunca öyle zulümlerle yüzleşmişler ki sonunda Allah tüm insanlara ‘dönün ve izleyin’ dedi. Dünyanın her köşesinden insan, Filistinli bir çocuğun saçı rüzgârdan kımıldasa yerinden kalkacak vaziyette” dedi.
Çocuklardan Oluşan Bir Şehir
Herkesin Filistin’in yanında olmadığını da ifade eden Kantoğlu, “Elinde gücü bulunan ülkeler, olayın ilk günlerinde uçaklarına binip soluğu Tel Aviv’de aldı, ‘İsrail yalnız değildir’ dedi. Ama bu yüksek dozda yapılan açıklamalar zamanla gücünü kaybetti. Dönüp baktığımızda nüfusunun yarısından fazlası çocuklardan oluşan bu şehir, durmadan bombalanıyor. Ama onlar hedeflerinin siviller olmadığını, onların yanlışlıkla vurulduğunu, bölgenin terörden temizlenmeye çalışıldığını ve çocukların da ikinci zayiat olarak öldürüldüğünü anlatıyorlar” ifadelerini kullandı.
Adil Bir Şahit Olabilmek İçin…
Gazze’yi anlamak neden önemli sorusunun yanıtını veren Ayçin Kantoğlu, “Birincisi, adil bir şahit olarak bu dünyadan gelip geçebilmek için ikincisi de Gazze’yi anladığımız zaman kendimizi de anlamış olabilmek için önemli… Hem Gazze’yi hem kendimizi anladığımız zaman, bunu şahitlik ettiğimiz hakikati ve gelip geçtiğimiz bu yaşamı tanımlarken kullanacağız” diye konuştu.
“100 Sene Önce Biz De Bu Sınavı Verdik”
“Gazze bizim 100 sene önce verdiğimiz sınavı veriyor” diyen Kantoğlu, “Bugün Filistinlilere ‘sizin vatanız yok’ dedikleri gibi 100 sene önce de bize, ’sizin vatanınız yok’ demişlerdi. ‘Size neresi gösterilirse gidin orada yaşayın’ dediler. Biz 100 sene önce hürriyet, istiklal mücadelesi verdik. ‘Biz kimiz’ sorusuna yanıt verdiğimiz bize en yakın tarih, işte Kurtuluş Savaşı’mızdır. Biz 100 sene önce hangi devletlerle göğüs göğüsse çarpıştıysak şu an aynı devletler Gazze’deler. Orada kadınlar, çocuklar direniyor tıpkı bizim yaptığımız gibi. Yani bizim Gazze’yi anlamak için her türlü meşru sebebimiz mevcut” dedi.
“Bu Zulüm Sadece Destanlarda Olur”
Dünyanın her yerinde mezalimin sürdüğünü ama böyle bir şeye şahit olunmadığını vurgulayan Ayçin Kantoğlu, “Anne karnındaki bebeklerin, yeni doğanların, küçük çocukların örgütlü güç tarafından düşman olarak görüldüğü başka bir olay görmedik. Çocukları bombalıyorlar, onlarla hesaplaşmaya çalışıyorlar. Bu yönüyle Gazze, emsali ancak masallarda, destanlarda anlatılan türde bir kötülüğü yaşıyor. Çocuklar, insanlar katlediliyor ve hiç kimseyi ikna edemiyorlar” dedi.
“Filistin Bizden Sadece Destek Bekliyor”
Gazze’yi anlamanın yollarını da anlatan Kantoğlu, şunları ifade etti: “Gazze’de yaşananları görmeye başladığımız zaman Gazze’yi anlamaya başlayabiliriz. Gazze’yle ilgili yapabileceğimiz en önemli şey hakikati kendi dilimizde tanımlamamız. Bu şu demek; Bu meseleden bahsederken, Filistin meselesi dememek, İsrail’in işgal ordusundan bahsederken İsrail savuma güçleri dememek, Filistinlilerin evini İsrail gasp ederken onlara yerleşimci dememek, bazı şeylerin hesabını sorabilmek, ‘çocukları terörist göremezsiniz, burası sizin toprağınız değil’ diyebilmek, açtıkları deri ve organ bankalarının hesabını sorabilmek. Bunun hesabını sorabilmek için bu suçların tanımını Türkçe yapmak ve Gazze’yi anlamak şart. Hakikati tanımlayacağız ve bizden alınan tanımlama gücünü kazanacağız. Ondan sonra da bunu dünyanın geri kalan kısmına anlatacağız. Çünkü Filistinliler için tek bir kişi bile önemli, onlar bizden silah, asker değil, sadece destek bekliyor.”
Konferans sonunda Rektör Çağlar, günün anısına Ayçin Kantoğlu’na teşekkür plaketi takdim etti.