Mevlid’in Doğduğu Şehir: Bursa
Yazı Fontu

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencilerini, alanında uzman isimlerle bir araya getiren BTÜ Konuşmaları’nın bu haftaki konuğu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Güleç oldu. Güleç,  ‘Mevlid neden Bursa’da yazıldı’ sorusunun cevabını yanıtlarken, Mevlid geleneğinin toplumsal ve kültürel boyutunu da ele aldı.



Mevlid’in sadece kandillerde ya da çocuklar doğduktan sonra okunduğundan çok daha fazla anlamı olduğunu kaydeden İsmail Güleç, 615 yıldır Mevlid’in bu topraklarda kesintisiz okunduğunu kaydetti. Mevlid’in yazıldığı dönem olan 1400’lü yıllarda, Osmanoğulları’ndan farklı pek çok beyliğin olduğunun altını çizen Güleç, “Mevlid neden başka beyliklerde ya da Bursa’dan daha gelişmiş olan başkentlerde yazılmadı? Türk edebiyatında 200’den fazla Mevlid bulunuyor. Neden sadece Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i okundu?  Bunlar Mevlid’in anlaşılması için önemli sorular. Bakıldığında 14’ncü yüzyılda Bursa’nın inşasında yer alan mimarlar, nakkaşlar; Semerkant, Buhara dediğimiz noktalardan geldiler. Diğer yandan da Şam ve Mısır’dan gelen bir damar var. İşte bu damarların doğduğu ve birleştiği yer Bursa’dır. Bu nedenle Mevlid’in doğuş yeri de bu şehirdir” dedi.


Toparlayıcı, Birliği Sağlayan Metin

Mevlid’in Emir Sultan’ın ‘yaz’ demesi üzerine Süleyman Çelebi tarafından kaleme alındığını anlatan Prof. Dr. Güleç, “Emir Sultan’ın o dönem çevresinde bulunan Molla Fenari ve Somuncu Baba’nın Bursa’da attıkları tohumlar asırlar sonra meyvesini veriyor ve Mevlid’in yazılacağı ortamı oluşturuyor. Diğer yandan Mevlid, ülkenin o dönem yaşadığı karışıklıklara karşın toparlayıcı, birleştirici metin olarak Bursa’da kaleme alınıyor. Süleyman Çelebi’nin Emir Sultan’ın müridi olması, Emir Sultan’ın devletin yöneticileriyle içli dışlı olması ile Emir Sultan tarafından Bursa’da Mevlid’in Türk milletinin inancının tohumlarının yeşertildiği kitap olarak ortaya çıktığını düşünüyorum” diye konuştu.


 

O Dönemde Bursa’daki İklim

Mevlid’in Bursa’da yazıldığı iklimden bahseden Güleç, “Bursa’da teşekkül eden daha çok hikemi İslam anlayışı, onun tezahürü olarak tasavvufi hayatın canlılığı ile çok canlı olan gaza ruhunun dini ve peygamberi koruma konusunda da diri ve hassas olması, Bursa’da bulunan güçlü medreseler, ‘neden Bursa’ olduğuna dair cevaplarımız olabilir” dedi.


Mevlid Rastgele Oluşturulmadı

Süleyman Çelebi’nin ne yaptığını da anlatan Güleç, şunları kaydetti: “Süleyman Çelebi, hem halkın içinde hem de medreseli olmasıyla devletin ve ulemanın İslam anlayışını halka iletmekte köprü vazifesi gördü. Mevlid rastgele oluşturulmuş bir metin değil. Hz. Peygamberin, İslam’a dair bilgilerin süzülerek yer aldığı bir metin. Bursa’daki manevi iklim Mevlid’in oluşmasına zemin hazırladı. Osmanlı Devleti Mevlid’i, gayri resmi bir mili kitap olarak görüp, halkın inançlarını öğrenmesinde bir vesile kıldı ve destekledi. Devletin, Osmanlının kuruluş felsefesine uygun olan bu kitabı desteklemesi ve halkına okutmak istemesi üzerine asırlar boyunca okundu ve diğer kitaplar bunun yanına bile yanaşamadı.” 


Prof. Dr. İsmail Güleç’in konuşması sonrası BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Güleç’e günün anısına plaket takdim etti. Program, toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

HABER Derya PINAR
FOTOĞRAF Yasin ÇORBACI
27 Ekim 2023
Çok Okunan Haberler