BTÜ Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu Kamuoyuyla Paylaşıldı
Yazı Fontu


Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6'lık depremlerin ardından, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar başkanlığında kurulan heyetin hazırladığı “Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu” basın mensupları ile paylaşıldı.


BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salonda 24 Şubat tarihinde gerçekleşen basın toplantısında, 11 ili etkileyen ve 40 binin üzerinde vatandaşımızın can kaybına, binlerce vatandaşımızın yaralanmasına ve binlerce evin yıkılmasına neden olan depremin yapısal hasarları üzerinde değerlendirmelerde bulunuldu. Depremden etkilenen Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana ve Hatay kent merkezleri ve ilçelerinden örneklerin aktarıldığı basın toplantısında, zemin sıvılaşmasının yanı sıra güvenlik ve acil durumlar, sağlık yapıları, haberleşme tesisleri, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, ilk yardım ve afet planlama istasyonları, okullar, eğitim yapıları, yurtlar ve toksik patlayıcı özelliği olan yapı konuları da masaya yatırıldı.


Karada Olmuş En Büyük Deprem

Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar hazırlanan inceleme ve değerlendirme raporunun önsözünde depremlerin hemen ardından BTÜ’lü uzman isimlerin gruplar halinde afet bölgelerinde incelemelerde bulunduğunu kaydetti. Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu'nu basın mensupları ile paylaşan Rektör Çağlar, yaşanan felaketi “Karada olmuş en büyük deprem” olarak değerlendirdi. 7,7 büyüklüğündeki depremin yıkıcılık açısından şimdiye kadar kaydedilen en büyük depremlerden biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çağlar, Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan- Ekinözü merkezli depremlerin yüzeye çok yakın olması nedeniyle büyük zarara sebep olduğunu vurguladı. Deprem ve fay ne kadar büyük olursa kırılmanın ve hareketin de o kadar uzun olduğunu belirten Rektör Çağlar, bölgede 2000 yılından önce yapılmış binaların bu depremin sarsıntısına dayanacak yüksek kalitede olmadığını vurguladı. Bu depremle çok derinden etkilendik diyen Çağlar, “Yardım kampanyası sürecinde ve arama kurtarma konusunda üniversitemizin üzerine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştık. En öncelikli konumuz şu an deprem. Daha önce pandemi süreci olmasından dolayı güçlü bir alt yapımız var. Öğrencilerimiz eğitimlerini online olarak alıyor, ama her zaman hocalarıyla da görüşebilirler.” şeklinde konuştu.

TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Çağrısı kapsamında önerilen araştırma projelerinden Türkiye genelinde 33 ilden projenin bilimsel olarak desteklenmeye kabul edildiğini vurgulayan Çağlar, bu projelerden 2 tanesinin BTÜ’lü akademisyenler tarafından hazırlandığını ve proje çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi.


Doç. Dr. Eyübhan Avcı: Zemin Sıvılaşması Yıkıcılığı Artırdı

Deprem bölgesinde zemin değerlendirmesi yaptıklarını dile getiren BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Eyübhan Avcı, arazide sıvılaşmayı gösteren ibarelerin neler olduğunu dikkatle incelediklerini söyledi. Hatay’da sıvılaşmanın başka belirtisi olan yayılmalar gözlemledik diyen Doç. Dr. Eyübhan Avcı, konuşmasına şöyle devam etti: “Antakya sahili buna bir örnek olarak gösterilebilir. Net bir şekilde gözlemledik. Sıvılaşmadan en çok etkilenene yerlerden biri de yollar. Sadece sahil şeridi değil yol boyunca çatlaklar oluşmuş. Çatlakların arasından kum çıkışları görüldü. Hatay’ın İskenderun ilçesinde gömülü yapıların yüzeylenmesini gördük. Derhal zemin iyileştirilmesi yapılmalı. Bu çok önemli.”


Dr. Öğretim Üyesi Sedef Kocakaplan: Yapılarda İlgili Sorunları Yerinde Tespit Ettik

Yapılarda meydana gelen malzemeden kaynaklı problemleri inceleme fırsatı bulduk diyen BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Sedef Kocakaplan betonda agrega kaynaklı problemler gözlemlediklerinin altını çizdi. Donatı kaynaklı problemler de gözlemledik diyen Dr. Öğretim Üyesi Sedef Kocakaplan “Yeni binalarda yeterli titreşim aletlerinin kullanılmaması, betonun yerleşmemesine sebep olmuş, bu da beton yüzeyinde dökülmeler meydana getirmiş, donatıda korozyon olmuştur. Toptan göçen bina örnekleri var. Bitişik nizamla çekiçleme etkisi hasarlara neden oluyor. Betonun yeterli olmamasından kaynaklı hasarlar meydana geldiğini gözlemledik. Kolon kiriş bağlantılarında yeterli filiz boyları bırakılmamış. Bu yüzden kolonlarda kiriş bağlantılarında ayrılmalar ve bu sebepten kaynaklanan çökmeler meydana gelmiş.” ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Beyhan Bayhan: Bina Doğru Yapıldıysa Yıkılmaması Lazım

Bu depremde de birçok binanın çöktüğünü gördük diyen BTÜ Rektör Yardımcısı ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “2000 sonrası binaların ayakta durması gerekiyordu. Bunu depremin büyüklüğü zeminin yumuşaklığıyla açıklayamayız. Eğer bina doğru yapıldıysa yıkılmaması lazım.” şeklinde konuştu. Yapı denetimden geçmiş binaların çok iyi sorgulanmış olması ve hukuki sorumluluklarının bulunması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “Bölgede eski nehir yataklarının aralıklı olarak göçtüğünü gördük. Büyükşehir binasının sağlam bir şekilde ayakta kaldığını gördük. Doğru tasarım olursa binaların ayakta kalacağını tecrübe ettik.” ifadelerini kullandı. Hastanelerimizi, sağlık yapılarını, itfaiye yapılarını, haberleşme tesislerini, ulaşım istasyonlarını, enerji nakil hatlarını okulları vb. binaları depreme dayanıklı yapmamız gerekiyor diyen Prof. Dr. Bayhan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şehir hastaneleri sığınma yeri olarak kullanılıyor. Okul ve yurt binalarının öncelikli tutarak kamu binaları da arkadan gelmek üzere sismik izolatör bu binalara şart. Trafolarımız ne durumdadır? Biz buna hazır mıyız? Hepsinin denetimden geçmesi gerekiyor. Mesela Bursa’da organize sanayi bölgesine yeterli enerji sağlayamazsak Bursa’da bütün fabrikaların durmasına sebep oluruz. Bu nedenle bir an önce tedbirler almak durumundayız.”


Raporu incelemek için tıklayınız.

ANAHTAR KELİMELER
HABER Şebnem CEYLAN APAYDIN
FOTOĞRAF Şebnem CEYLAN APAYDIN
25 Şubat 2023
Çok Okunan Haberler